23 Nisan 2015 Perşembe

22 Nisan 2015 Çarşamba

Neredeyiz?

Nerdeyim? Neredeyim? Zihnimin içinde mi kayboldum? Kayboldum mu peki? Nerede etrafımda sevdiğim kokular,insanlar? Benliğim kendi zihnimin içine mi sıkışmıştı? Çıkamadığım,çıkış yolunu bilmediğim bir kaybolma mıydı bu da? Ellerim,ellerim neredeydi? Ya sevgim? Kalbim atıyor mu? Tüm bu hadiselerden önce yaşıyor muyum? Nefes alıyorum,düşünüyorum,kan akışımı hissediyorum,sessizliği duyuyorum. Hayır hayır sessizlik değil bu,benim. Çığlığım sessizlikte kaybolup yine sessizlik olarak dönüyor. Kendimi kaybettiğim bu derinlikte her şeyi kaybediyorum. Üstelik kendimi kaybetmek her şeyi kaybetmek demek iken. Nasıl geldim buraya? Yatağımdan,hayatımdan kalkıp bu karmakarışık yere neden geldim? Kimsenin olmadığı bir yerde ne değiştirebilirim? Zihnime hükmetmek için kime gitmeliyim? Kendimden başka birini bulamadığım bu yerde kendime gitmeliyim. İşte tam da o noktadayım. Kendi benliğinde kaybolmuş ve bulmak için kendine başvurmuş o kişiyim. Kişi miydim? Kişi olmak nasıl olurdu? Ne zaman kişi olmuştuk da şimdi bunu sorguluyorduk? Zihnim neden oyun oynamayı seviyordu? Bir elim geçmişimde bir elim geleceğime neden bakıyordu? Kapıları kapatmayı neden öğrenmemiştim?