Kitaplar. Evet bu sefer sadece kitaplardan değil aynı zamanda olmak istediğim bir karakterden de bahsedeceğim. Belki kiminin süper güçleri olan kahramanları vardır ama benim bütün kahramanlarım kitap sayfalarının içinde rafta yerini almış beni beklemekte.Okuduğum tüm kitaplarda kendime yakın bir karakter bulmuşumdur hep.Şimdi söz konusu o kitaplardan bir karakter seçmek. Sanırım hayatım da en sevdiğim film ve kitap olarak kalıcak olan Ölü Ozanlar Derneği'nden seçeceğim karakterimi. İçerisinde hepsini ayrı ayrı seviyorum ama birini seçmek gerekirse John Keating'i seçerdim. Hayır öğretmen olmak istediğim için değil. Aslında ilk başlarda okurken kendimle özleştiremediğim bir karakterdi. Aksine Knox'un avukat olmak istemesiyle kendimi ona daha yakın hissediyordum. Ancak ilerleyen sayfalarda benim kahramanımın sadece mesleki değil aynı zaman da düşüncelerininde uygun olması gerektiğini fark ettim. Hocam,büyük ihtimalle evet evet büyük ihtimal John Keating olacağım bu yazıyı yazarken. Kısa bir süre empati değil de beden değiştirmiş gibi sayıyorum bu ödevi.
Neden Keating?
Carpe diem. En anlamlı işleyen kişiliklerden biri. Zaman kavramını yaşarken aslında durdurmanın da ne demek olduğunu anladığım ilk karakter. İdeal öğretmen portresi. İdeal öğretmenin de ötesinde ideal insan. Dünya güzeli düşüncelere sahip bir adam çünkü Keating. Bizi diğer insanlardan ayırdığını düşündüğümüz özelliklerin aslında ne kadar biz olduğunu,o farklılıklarla topluma farklı bir parça eklediğimizi,ne olursa olsun yanımızdaki insanlara destek olmamız gerektiği,bir topluluk içerisindeyken aslında fark etmeden nasıl bir süre sonra onlara ayak uydurduğumuz gibi bana birçok şey katan bir karakter. Öğrencilerine her şeyden önce birey olarak destek veren ve onları hep destekleyen bir öğretmen. Belki edebiyat aşkında da kaynaklı biraz. Alışılmışın dışında öğretme teknikleri de olabilir. Edebiyatı,hayatı ders kitaplarına sıkıştırmak istemeyen bir karakter bana göre. Özgüven sorununun ne kadar önemli olduğunu Todd a yazdırdığı şiirden anlamıştım örneğin. Sıranın üstüne çıkıp dünyaya farklı pencerelerden bakmanın ne kadar önemli olduğunu da anladım tabiki. Her izlediğim de düşüncelerimin üstüne nicelerini eklemiş olan ilk karakterdir ayrıca benim için. Sıkı yönetimli ve inanılmaz disiplinli bir okuldan mezun olması ve o okula öğretmen olarak gelmesi hayata bakış açısını değiştirmedi. Disiplin karşısında düşüncelerine zincir vurmadı. Öğrencilerine de özgür düşüncelere sahip olmalarını öğütledi. Zaman ve düşünceyi birleştirdi. Resimlerdeki insanların aslında anı koktuğunu öğretti. Ve bence bu yüzden
''Topla gül goncalarını toplayabilirken,
Zaman uçup gidiyor
Bugün sana gülümseyen çicekler
Yarın soluveriyor. ''
Hayatımıza seyirci kalmamamızı,dışarıdan değil tam içeriden oynamayı,sevdiğimiz şeyleri yapmayı,bırakmak istediğimiz şeyleri bırakmayı tutkulu olduğumuz şeylere bağlanmayı öğretmiştir.
Ölü Ozanlar Derneği sadece ideal öğretmen üzerine kurulu değil bana göre. İnsanlara söylenmek istenilen şeyler Keating gibi bir karakterin üzerinden anlatılmış.Kleınbaum a ne kadar teşekkür etsem az sanırım.
Bir de Neil karakteri var ki onun yeri bambaşka. Ailesinin baskısı altında ezilip kalmış bir çocuk. Sesini çıkartamayan ve ailesinin çizdiği hayatta yüremek zorunda kalan bir birey. Ancak Keating in okula gelmesiyle birlikte ayaklarına ve kollarına vurulan zincirlerden kurtulmuştur. Ölü Ozanlar Derneğinin tekrar kurulmasına öncülük etmiştir. Tiyatroya duyduğu aşk yüzünden de onu Beril'e benzetirim hep. Beril gibi inançlıdır çıktığı yolda. Önüne ne çıkarsa çıksın hepsini aşmıştır çünkü o sahneye çıkmak için. Ve puck karakterine inanılmaz bir şekilde hayat vermiştir.
Filmin ve kitabın son olarak bittiği sahne her şeyi özetler şekilde aslında.Koskoca bir sistemin insanların üzerine nasıl yıkıldığını anlatan o duygu yüklü sahne. Öğretmenlerine haksızlık yapılmasına katlanamayan öğrencilerin teker teker sıranın üstüne çıkarak o inanılmaz repliği söylemesidir tüm olay. 'Hey kaptan bizim kaptan'
Keating'in ''teşekkür ederim çocuklar'' derken ki gülüşü ise bir sistemin nasıl küçümsendiğinin kanıtıdır. Koskoca bir hayatın ve düşüncelerin saatlere ve sayfalara sığdırılmasıdır. Evet hocam Keating olurdum hayallerimdeki kahraman olan Keating olurdum şimdi daha da eminim
-Ö
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder