Hepimiz ailelerimizin bir türlü büyümeyen ve asla büyümeyecek çocuklarıyız. Onların bu tutumları sayesinde de büyüdüğümüzün farkında varmıyoruz.Ancak büyük şeyler yaşadıkça veya tecrübe kazanmaya başladığımızda anlıyoruz aslında ne kadar büyüdüğümüzü.Büyümek,olgunlaşmak.Bedenen büyürken olgunlaşmayan insanlarımız varken bedenleri küçük olduğu halde hepimizden çok olgun olanlarda var.
Olgunlaşmak içinde büyümek içinde birçok şey yaşıyoruz bu hayatta. Tecrübelerimizden iyi ya da kötü ders alıyoruz. Ama aldığımız dersi hayatımızın bir bölümünde uyguluyor muyuz bunu yazmak istiyorum bugün.
Seneler önce başlayan ve şimdiye kadar uzanan bir serüven benim ki. Tam tamına 5 sene.Geriye dönüp bakıyorum bazı anılar aklımdan silinmeye başlamışlar.Bazılarıyla hala önceki tazeliğini korumakta.Hangi amaçla geriye dönüp bakıyorum bilmiyorum.Neden bir şeyleri birbirine bağlamam gerektiğini de bilmiyorum.Ve hala neden geçmişe takılı kaldım sence okur? Kendimi doktorun yanındaki kişiler gibi hissediyorum. Zamanda yolculuk yapan ama aslında sadece bir zaman dilimine ait olan o kişiler gibiyim şimdi bende. Ah,sanırım bu yüzden geriye yolculuk yapmayı seviyorum. Onların beni gülümsetmesini seviyorum.Ama hep söylediğim bir şey vardır.Anılar o insanlar hayatınızda iken sizi güldürmeye devam edebilirler ancak o insanlar hayatınızda yoksa anılarınız sizi gülmekle beraber hüznün pençesine de sürükler.İşte benimki de bu sefer tam böyle okur. Gülümseten ama aynı zaman da ''ah bee'' dedirten anılar.Onlarla baş etmek çok zor.Somutlaştırıp kutulara kapatmak imkansız.Hele sistem geri yükleme maalesef hiç mümkün değil.Bu nedenle sanırım onlarla yaşamayı öğrenmekten başka bir çare gözükmüyor gibi.
------------------------
Yeri geldi arkadaşlarıma,çevremdekilere,aileme ya da aklıma gelmeyecek bir sürü insana ''öyle böyle şöyle yap'' dedim. ''amaa kendini çok salıyorsun yapma böyle'' dedim. Asla geçmeyecek demedim.Çünkü geçmeyecek.Sadece şiddeti azalacak.Geri dönüp baktığınızda yine o hissi kısacıkta olsa duyumsayacaksınız. Kah yüzünüzü güldürecek kah yüzünüzü ekşitecek.
Etrafımız da olaylar gelişirken hep ''herkesi dinleyin ama kendinize yakın olanı alın ve onu kendi düşüncenizle benimseyin''derim.Çünkü o sıkıntılı dönemler insanların kafalarının en karışık olduğu zamanlardır. Bir de bunun üstüne hunharca tavsiye yığmanın,konuşmanın bir anlamı yok bana göre.Söyleyeceğinizi söylersiniz,yanında olursunuz.Yapmayın sürekli fikir aşılamaya kalkmayın.Ben yapmıyorum bana da yapmayın.
Hepimiz bir şeyler yaşıyoruz işte.Yukarıda bahsettiğim tecrübe olayı da burada ortaya çıkıyor. Ben bazı konularda çok büyük tecrübeler kazandım okur. Tahmin edemeyeceğin kadar büyük tecrübeler hemde. Hayatımın her döneminde bana yol gösterecek tecrübeler.Bildiğiniz gibi bu tecrübeler hep olumlu yönde olmuyor maalesef.Benim de olumsuz olarak aldığım bir şey oldu.Ümit etmemek. Asla ümit etmemek. Peki ne kadar uydum sizce ben buna? -Başka bir olayla karşılaşana kadar-
Kimsenin bana ulaşmaması için duvarlar da çektim. Kimse sormasın istedim kimseye anlatmak istemedim.Kendime yakıştıramadım sanırım.Olaylarla ilgili bir ümit kapısı aralandı ve ben o kapıdan içeri yapmamam gerektiği halde kafamı uzattım. Yaptığım en büyük hatalardan biri bana göre.Böyle olmasının sebebi de benim çünkü. Kendime itiraf bile etmek istemediğim o şeyin sebebi benim. İnsanları kırdım,insanları üzdüm,onları benden uzaklaştırdım,aramıza duvarlar ördüm. Sonra baktım ki ne kadar yalnızmışım meğersem. Ne kadar saçmaymış onları kendimden uzaklaştırmak.Ne kadar ihtiyaç duyuyormuş insan aslında ''canım acıyor'' demeye. Canım acıyor diyemedim ben. Onun yerine yanımda değilsin dedim.Seni,sizleri hissetmiyorum dedim. Mutsuz değilim sadece sinirlerim biraz bozuldu dedim. Beni hep çok sevin diyemedim bencillik ettim. Gel sarıl diyemedim hastayım sarılamam dedim. Yardım et diyemedim neyse neyse konuyu kapat dedim. Özür dileyemedim onun yerine sinirliyim yapma dedim.Ama özür dilerim. Her şey için özür dilerim herkesten.
------------------------------
Duyuyorsundur sen kalbimin atışını. Hissediyorsundur yüzüme hücum eden kanı,midem de uçan kelebekleri.Fark ediyorsundur senden sonra ilk defa ümit ettiğimi.Seninle başlayan hesap ödeme olayını rafa kaldırdığımı. Bu sefer hesabı ben ödemeyeceğim dediğim içindi belki de bunlar.Belki de ümit etmeyi özlediğim içindi.Belki de çok farklı bir kafadaydım. Ama hiçbir şey istediğimiz gibi gitmedi yine yeniden.Boşvermişlik,aslında seni çok seviyorumluk.
-----------------------------
Ne kadar çok kırılmışlık varmış meğer üstümde. Meğer kendi canım ciğerim dediğim arkadaşlarıma bile yok bir şey diyecek kadar abartılmış olay. Meğer ne kadar ihtiyacım varmış onlarla ağlamaya. Meğer ne kadar ihtiyacım varmış ümidin tadını almaya.
----------------------------
Belki bir gün güneşte bizim için doğar.Belki yine dua ederim ağlayarak.Belki yine sitem eder beni duymadı diye sinirlenir vurur kafayı yatarım.Belki ümit ederim yarın.Belki,belkileri bir kenara bırakırım okur.
ZzzZzzZzzZz
Diyebilseydim ki ''hadi gel.Gel ki anlamlı olsun renkler.Gel ki mutlu olmayı öğrenelim beraber.Gel ki güneş gökkuşağı gibi doğsun içimize.Hadi kafamı vurayım yine duvarlara.Gel ki alakasız olayların birleşmesi olsun.Gel ki içimdekiler özgür kalsın. Gel ki gel demekten vazgeçeyim artık.Yarınlar çok farklı olur mu dersin? Ya da anlamlı olacak mı bu yazının sonu
Her Güzel Şeyin Bir Sonu Vardır Temalı
Evet her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bu yazınında bir sonu var.Olaylar nasıl sonuçlanır bilmediğim gibi yazının sonununda nereye varacağını kestiremiyorum. Umarım gerektiği şekilde biter herkesin hayatlarındaki hikayeler.Peki okur;
Sevmelerimiz de gitmelerimiz gibi mi olur dersin?
-Özlem
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder