Merhaba sevgili okur, hadi gel seninle biraz anlam hakkında konuşalım. Anlamak ile anlam vermek aynı şey midir? Tabi ki hayır,haklısın.
Hani bir hikaye var.3 kişi vardır çölde yürüyen. Biri kör, biri sağır, biri dilsiz. Yanlış hatırlamıyorsam kör sağıra, dilsizin öldüğünü nasıl anlatacaktı soru. Soruyorum kör biri sağır arkadaşına dilsizin öldüğünü nasıl anlatır? Siz cevap vermeden devam edeyim. Peki ya dilsizin öldüğünü düşündüren nedir? Neden ona öldüğünün anlamını katarız? Bu anlam gerçekten, gerçekten nereden çıkar? Sırf 'Hey ahbap! ben buradayım ve komik olan ne biliyor musun? Hala yaşıyorum!' demediği için mi? Yoksa artık soyut ya da somut ona anlam katamadığımız için mi? Bir ressam olsaydım eğer bir göl ya da kıyısı olan bir orman çizseydim -ki daha çok bulut ya da metafiziksel şeyler çizeceğimi düşünüyorum- ve bu tablodaki her şeyi mavi tonunda olsaydı o zaman ağaçlara mavilik anlamı katmaz mıydım? Bi düşün hemen,şuan. Eğer o ağaçlar mavi olsaydı onu hala sıradan bir ağaç olarak görebilir miydin? Tam şu köşedeki ağaç gibi mesela? Muhtemelen göremez çoğu insan çünkü ağacı ağaç yapan sert,iri ve yeşil olmasıdır bu da onların iliniksel özelliğidir.
"'Filler neden büyük,gri ve kırışıktır?'
'Çünkü ufak,beyaz ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı' "
O halde neden dilsiz bi insandan konuşmamasını beklemek yerine onun öldüğünü,yok olduğun ya da reenkarnasyona uğradığını düşünürüz? Bu konuya bu anlamı yüklememize kuvvet veren nedir? İşte tam bu karmaşada kendi deyimimi kullanacağım DALİ'Yİ ANLAMAK! Çünkü tüm o bambaşka düşünce,hayat ve duygulara rağmen bir tablodan bin, milyon, trilyon anlam çıkarabildiğimiz Salvador Dali tabloları gibi bu sorulara da bambaşka görüşlerle anlam katıp cevaplayabileceğiz.. İşte tüm bu karmaşaya rağmen tüm fikirlere, ayrımlara rağmen cevaplayabiliyorsak Salvador Daliyi o tabloda bulup, anlayabiliriz..
Saygı ve Sevgilerimle... Beril Ö...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder